AvivaSA, Tüketicilerin Tasarruf Tutumları 2014 araştırmasının sonuçlarını açıkladı
Türkler emekliliği için endişelense de yeterli önlem almıyor. 12 ülkede yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye'de tasarruf ürünü sahipliği oranı çok düşük (yüzde 29). BES'ten emekli olma beklentisinin yükselmesi ve gençlerin geleceği de düşündüğünün gözlemlenmesi, araştırmanın dikkat çeken başlıkları arasında yer alıyor. Türkiye'de önümüzdeki dönemde tasarruflarını artırmayı planlayanlar, azaltmayı planlayanlardan fazla.
Bireysel emeklilik ve hayat sigortası sektörünün önde gelen şirketi AvivaSA Emeklilik ve Hayat CEO'su Meral Eredenk Kurdaş, düzenlediği basın toplantısıyla Tüketicilerin Tasarruf Tutumları Araştırması 2014 sonuçlarını kamuoyuna açıkladı. 2004 yılından bu yana düzenli olarak global ölçekte yapılan araştırma ile tüketici güveni, ürün sahipliği, tasarruf, borçlanma ve emekliliğe yönelik davranışları gözlemlediklerini belirten Kurdaş, "Ortağımız Aviva'nın araştırma şirketi Ipsos ile birlikte yaptığı araştırmanın en önemli bulgusu, emekliliğimiz için endişelendiğimiz halde bunun için bir şey yapmamamız" dedi.
ABD, Çin, Endonezya, Fransa, İngiltere, İrlanda, İspanya, İtalya, Kanada, Polonya, Singapur ve Türkiye'de yapılan araştırma kapsamında, 13 bin tüketici ile görüşüldü.
Araştırmanın ilgi çekici başlıkları şöyle:
Türk halkının yüzde 23'ü finansal sıkıntı çekiyor
- Türkiye'de araştırmaya katılanların yüzde 28'i halihazırdaki finansal durumlarını "rahat" ya da "geçinip gidiyoruz" cümlesiyle ifade ediyor. Yüzde 49'u, "kıt kanaat geçiniyoruz" derken, yüzde 23'ü "sıkıntı çekiyoruz" diyor.
- Krizin pençesindeki Avrupa'da ise geçim sıkıntısı azalmış görünüyor. Finansal açıdan rahat olduklarını söyleyenler en çok yüzde 68 ile Kanada'dan çıkıyor. Rahat geçinenlerin oranının yüzde 28 olduğu Türkiye, 12 ülke arasında geçim koşulları en zor ülke olarak öne çıkıyor.
Türklerin yüzde 45'i, ülkenin genel ekonomik durumunun kötüye gideceğini düşünüyor
- Türk tüketicilerin yüzde 23'ü önümüzdeki on iki ayda ülkenin genel ekonomik durumunun iyiye gideceğini, yüzde 45'i kötüye gideceğini düşünüyor.
- Önümüzdeki on iki ayda ekonominin nasıl seyredeceği konusunda en kötümser olanlar yüzde 51 ile Fransızlar. Fransızları yüzde 45 ile Türkler takip ediyor.
- Finansal açıdan rahat olanların sayısında finansal açıdan sıkıntı çekenlerin sayısı çıkarıldığında ortaya çıkan net finansal rahatlıkta ise en kötü ülke eksi yüzde 42 ile yine Fransa. Net finansal rahatlıkta geçen yıla göre en kötü değişim ise eksi yüzde 21 ile Türkiye'de.
Türkler "Ülke kötüye gider, ama ben toparlarım" diyor
- Türklerin yüzde 45'i önümüzdeki on iki ayda ülkenin durumunun kötüye gideceğini düşünürken, hane halkının finansal durumunun kötüye gideceğini söyleyenlerin oranı ise yüzde 21. Yani ülkenin kötüye gideceğini düşünenlerin yarısından çoğu hane halkı gelirinin ise tam tersi artacağını düşünüyor.
- Ülkenin ekonomik durumunun önümüzdeki on iki ayda iyiye gideceğini düşünenlerin oranı yüzde 23 iken hane halkı finansal durumunun iyiye gideceğini düşünenlerin oranı ise yüzde 33. Yani bir başka deyişle ülke ile kendi hane halkının finansal durumunu ayrıştıran bir kitle var. Türklerin hane halkının gelecekteki finansal durumuna ilişkin düşünceleri genel ekonomi hakkındaki düşüncelerden daha olumlu… 'Ülke kötüye gider ama ben toparlarım' diyorlar.
Türklerin yüzde 34'ü hiç tasarruf edemiyor
- Araştırmaya katılanların yüzde 21'i emeklilik, yüzde 28'i yatırım, yüzde 29'u ise tasarruf ürünlerine sahip. Tüm ülkelerin ürün sahipliğine göre Türkiye'de ürün sahipliği oranı çok düşük. Tasarruf ürünlerine en az sahip olan ülke yüzde 29 ile Türkiye. Dolayısıyla emeklilik sektörünün en fazla büyüme potansiyeli de Türkiye'de.
- Türkiye'de "En fazla 160 TL tasarruf/yatırım yapıyorum" diyenlerin oranı yüzde 17 iken 160-320 TL aralığı yüzde 16'yı buluyor. 320-800 TL aralığı yüzde 10 iken 800-1600 TL aralığı ise yüzde 7 civarında. 1600 TL ve üzeri tasarruf/yatırım yapanlar ise yüzde 3 ile sınırlı.
- Türkiye'de hiç tasarruf yapmayanların oranı ise yüzde 34. Türkiye bu oranla 12 ülke arasında en üst sıralardaki yerini koruyor. Türkiye'nin yanı sıra İngiltere, Polonya ve ABD'de de, hiç tasarruf yapmadığını söyleyenlerin oranı bir hayli yüksek. Buna karşın Çin ve Endonezya gibi ülkelerde ise düşük gelir seviyesine rağmen tasarruf oranları yüksek.
Devletten emekli maaşı alma beklentisi düşüyor, BES'ten emekli olma beklentisi yükseliyor
- Henüz emekli olmamış Türklerin birincil beklentisi emeklilikte devletten maaş alarak yaşamak. "Bireysel emeklilik planı" ile geçimini sağlayacağını belirtenlerin oranı ise yüzde 17.
- Emekliler ise birincil olarak emeklilikte geçim kaynaklarını devletten aldıkları maaş olarak gösteriyor. Bir başka deyişle henüz emekli olmayan kitlede devletten emekli maaşı alma beklentisi düşerken, BES'ten emekli olma beklentisi yükseliyor.
Türk halkının yarıdan fazlası emekliliğinde çalışmak zorunda kalacağını düşünüyor
- Türkiye'de önümüzdeki yıl, tasarruflarını artırmayı düşünen kişilerin oranı (%28), tasarruflarını azaltmayı düşünenlerden (%17) daha fazla.
- Uzakdoğu ülkeleri ise tam hızla biriktirmeye devam ediyor.
- Türk halkının yüzde 62'si emekli olduğunda yeterli bir yaşam standardı sağlamaya yetecek kadar parasının olamayacağından endişe duyuyor. Bu oran Şubat 2013'te yüzde 49'tu.
- Türk halkının yüzde 53'ü emekli olduğunda geçinebilmek için çalışmak zorunda kalacağını düşünüyor. Şubat 2013'te bu rakam yüzde 47 idi.
- Emekli olduğunda yeterli bir yaşam standardı sağlamaya yetecek kadar parası olmayacağından endişeli ülkeler sıralamasında Türkiye yüzde 62 oranla Polonya'nın (%65) ardından ikinci sırada geliyor. Emeklilikte yeterli bir gelir elde etmek için önlem alanların oranı sadece yüzde 46. Bir başka deyişle Türkiye'de her 6 kişiden biri, emeklilik dönemi için kaygılı olmasına rağmen yeterli önlem almıyor.
- Türkiye nüfusunun yaklaşık 1/3'ü, emekliliğinde ne kadar gelire ihtiyacı olacağını bilmiyor.
Emeklilikten sonra çalışan en yüksek nüfus oranı yüzde 70'le Türkiye'de
- Emeklilerin yüzde 76'sı, emekli olduktan sonra "finansal açıdan hayatı çok daha zor" buluyor.
- Emeklilerin ek gelir elde etmek için başvurdukları yollardan en yaygın olanı çalışmak. Yıllık gelirine ek olması için emeklilerin yüzde 39'u tam zamanlı, yüzde 33'ü ise yarı zamanlı bir işte çalıştığını belirtiyor. Yani, Türkiye'de emeklilerin yüzde 70'inden fazlası çalışmak durumunda kalıyor. 12 ülke arasında, emekli olduktan sonra tam zamanlı ve yarı zamanlı çalışan oranı en yüksek ülke Türkiye.
Türk gençleri sanıldığı gibi sadece bugünü değil, geleceği de düşünüyor
- Türkiye'de yüzde 62'lik kesim, parasını uzun vadede bağlamaktansa kolayca ulaşılabilir olmasını tercih ediyor. Bu oran genç çalışanlarda %35. Aslında Türkiye'de en uzun vadeli düşünenler genç çalışanlar… Türkiye'de gençler, sanıldığı kadar bugün için yaşamıyor.
- Türk halkının yüzde 62'si acil veya önceden öngörülemeyen durumlar için, yüzde 33'ü aileye güvence olması için, yüzde 13'ü emeklilik için tasarruf/yatırım yapıyor.
- Türkiye'de, tasarruf ve yatırımların getirisi için en önemli konu; yüzde 23 oranla "garantili getiri elde etmek" ve yüzde 22 oranla "piyasadaki en iyi performansı elde etmek" olarak dikkat çekiyor. Ancak geçmişle karşılaştırıldığında, garantili getiri beklentisinin yüzde 38'lerden yüzde 23'lere düşerek son 1,5 yılda önemli oranda azaldığı görülüyor.
Borçları için en çok endişelenen Türkler, en az endişelenen ise Fransızlar
- Araştırmaya katılan tüm ülkelerde, yüzde 31, "Borçlarımın miktarı beni tedirgin ediyor" diyor. Türkler ise borçlarıyla ilgili duydukları endişe konusunda yüzde 56'lık oranla ortalamanın hayli üstüne çıkarak en çok endişeli ülke konumuna yükseliyor. Türkleri bu endişede yüzde 50 ile Endonezyalılar takip ediyor. Borçları konusunda en az endişe duyan halk ise yüzde 11'lik oranla Fransızlar.
- Araştırmaya katılan tüm ülkelerde bu aralar faturalarımı ve ödemelerimi vaktinde yapamıyorum diyenlerin ortalaması yüzde 19. Faturalarını ödemekte en çok zorlananlar da yine Türkler. Yüzde 43'lük oranla ortalamanın hayli üstüne çıkan Türkleri yüzde 25 ile İrlandalılar takip ediyor. Fatura ve diğer ödemelerinde bir sorun yaşamayanlar ise yüzde 6'lık oranla yine Fransızlar.