Günümüzde finansal okuryazarlık her ne kadar yükselse de, etrafta hâlâ yanlış veya abartılı inançlar dolaşıyor. “Bir yayın” kapsamında katılımcıların paylaştığı ve bir finans uzmanının düzelttiği bu yaygın efsaneler, aslında pek çok kişinin yatırım veya tasarruf kararlarını etkileyen kafa karışıklıklarının özeti gibi. Aşağıda, en çok duyulan beş finansal efsaneye göz atalım ve gerçekleri kısaca açıklayalım.
1) “BES’e Girince Paran Hapiste Kalır”
Bu inanç, Bireysel Emeklilik Sistemi’ne katılanların parasının kilitlendiği, istediklerinde çekemeyecekleri düşüncesine dayanır. Gerçekte ise BES’te dilediğiniz zaman sistemi sonlandırabilir veya çıkış yapabilirsiniz. Erken ayrılmanız durumunda devlet katkısını tam olarak hak edememe, belirli kesintiler gibi dezavantajlar vardır; ancak kimseyi zorla sistemde tutma söz konusu değil. Uzun vadeli kalmanız teşvik edilir ama paranızın “hapsedilmesi” gibi bir durum yoktur.
2) “BES’te Kesintiler Çok Yüksek, Devlet Katkısı Boşa Gidiyor”
Bir başka efsane, sistemdeki yönetim gideri veya fon işletim gideri gibi kesintilerin aşırı olduğudur. Evet, BES’te bazı kesintiler bulunur ama yasal düzenlemeler çerçevesinde sınırlandırılırlar. Üstelik devlet katkısı oranı oldukça yüksektir ve uzun vadede birikiminizin büyümesine ciddi katkı sağlar. Özellikle 10 yıl ve üzeri gibi uzun süre sistemde kalanlar, hem devlet katkısından hem de fon getirilerinden yararlanarak bu kesintilerin etkisini dengeler.
3) “Borsaya Girmek Kesin Zarar Ettirir”
Bazı sohbetlerde, “Borsaya giren pişman olur” şeklinde kesin hükümlere rastlanır. Oysaki borsa, uzun vadede enflasyonun üzerinde getiri sağlama potansiyeli olan önemli bir yatırım alanıdır. Ani iniş çıkışlar, günlük dalgalanmalar veya belirli şirketlerin iflası gibi durumlar, “kesin zarar” algısını besler. Oysa çeşitlendirilmiş bir portföy, araştırma ve gerektiğinde uzman desteğiyle borsada zarar riski azaltılabilir. Her yatırım aracında olduğu gibi burada da sabırlı ve bilinçli hareket etmek şarttır.
4) “Altın veya Gayrimenkul Her Zaman Kazandırır”
“Paran varsa altına ya da eve yatır, asla kaybetmezsin” inancı da efsaneler arasında. Her yatırım aracının, piyasa koşullarına bağlı olarak iniş çıkışları vardır. Altının küresel fiyatı dönemsel olarak düşebilir, gayrimenkul piyasası durgunlaşabilir. “Her zaman kazandırır” yaklaşımı, uzun vadede çoğunlukla olumlu performans göstermesinden kaynaklansa da, kesin bir garantiden bahsetmek mümkün değildir. Önemli olan, tek bir varlığa tüm yatırımınızı yönlendirmemek ve gerektiğinde çeşitlendirmeyi unutmamak.
5) “Tasarruf, Sadece Harcamayı Kısarak Yapılır”
Tasarrufu sadece “kemer sıkmak” olarak gören yaklaşım da eksik bir bakış açısıdır. Gelir artırma yolları, pasif gelir kaynakları, ek iş fırsatları veya yatırım getirileri de tasarruf hedefine katkı sunar. Sadece harcamaları kısmak yerine, daha fazla kazanma veya yatırımla birikimi büyütme seçeneklerini de düşünmek gerekir. Bu sayede tasarruf planı daha sürdürülebilir, aynı zamanda yaşam kalitesini çok kısmadan ilerlemek mümkün olur.
Sonuç
Bu beş efsane, pek çok kişinin finansal kararlarını etkileyip yanlış yönlendirebiliyor. Dolayısıyla, doğru kaynaklardan bilgi edinmek, uzmanlara danışmak ve mümkün olduğunca uzun vadeli, bilinçli bir strateji oluşturmak büyük önem taşıyor. İster BES’e katılmayı düşünen biri olun, ister borsada yatırım yapıyor veya altına güveniyor olun, her aracın avantaj ve dezavantajlarını gerçekçi bir şekilde değerlendirerek karar almak, en sağlıklı yol olacaktır. Unutmayın, finansal okuryazarlık arttıkça efsanelerin etkisi azalır; doğru bilgi, en büyük kazancınız olabilir.